10 Mayıs 2020 Pazar

ANKARA RESİM VE HEYKEL MÜZESİ


Ankara Etnografya Müzesi’ni gezdikten sonra, yanı başında bulunan Resim ve Heykel Müzesi’ne girmemek ve  gezmemek olmazdı. Ankara’daki müzeleri gezip, görmekten büyük keyif alıyorum. Bu kez Resim Heykel Müzesi’ne giriyorum. Yalnız müzeyi oluşturan yapıyı görmek için bile gitmeye değer diye düşünüyorum. Öyle ki; Ankara Resim Heykel Müzesi gündüz vakti içindekileri, gece vakti de ışıklandırılmış siluetini görmek için gitmeye değer bir binaya sahiptir. 

Görkemli bir girişi bulunan müzenin kısa tarihçesi ve kuruluşuna da bakalım. Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi’nin içinde yer aldığı yapı, Namazgâh Tepesi’nde Yüksek Mimar-Mühendis Arif Hikmet Koyunoğlu tarafından inşa edilmiştir. “I. Ulusal Mimarlık Dönemi ”nin en güzel örneklerinden olan yapı Türk Ocakları merkez binası olarak projelendirilmiştir. Atatürk’ün emirleri ile 1926 yılında Türk Ocağı merkez binası için bir proje yarışması açıldı. Namazgâh Tepesi’ndeki Etnografya Müzesi’ni yapan Mimar A. Hikmet Koyunoğlu’nun projesi birinci oldu.

1930 yılında Türk Ocakları Merkez binası olarak açılışı yapılan bina, yıllar içinde çeşitli resmî kurumlara tahsis edilerek el değiştirmiştir. 1972 yılında Millî Eğitim Bakanlığı’nca Ankara Halk Eğitimi Merkezi ve Akşam Sanat Okulu’na dönüştürülen binada büyük değişiklikler yapılmış, odalar birleştirilip atölye haline getirilmiş, bazı pencereler örülmüş, marangoz-torna tezgâhları monte edilmiştir. Çeşitli meslek kursları açılan binada en büyük tahribat bu dönemde olmuş, iç ve dış süslemelerin bir bölümü dökülmüştür.

Türk mimarisinin bu görkemli yapısı 1975 yılında, Resim ve Heykel Müzesi olarak kullanılmak üzere Kültür Bakanlığı’na tahsis edildi. Kültür Bakanlığı’nca 1976 yılında teslim alınan binanın yenileme çalışmaları, o yıllarda hayatta olan mimarı Arif Hikmet Koyunoğlu’nun gözetiminde yapılmıştır. Mimar Abdurrahman Hancı tarafından aslına uygun bir biçimde restore edildi. Restorasyon sürerken bir yandan da müze koleksiyonlarının oluşturulmasına çalışıldı.

İbrahim Çallı
Eşref Üren, Arif Kaptan, Turan Erol, Orhan Peker, Refik Epikman, Şefik Bursalı, Mehmet Özel ve Osman Zeki Oral’dan oluşan ikişer kişilik dört ekip kamu kuruluşlarını dolaşarak müzeye konabilecek yapıtları belirlediler. Kamu kuruluşlarında 800 kadar yapıt bulunmuştu. Bunlardan 500 kadarı müzeye konabilecek değerdeydi. Başbakanlığın bir genelgesi üzerine bu yapıtlar toplandı, bakım ve onarımları yapıldı. 

Müzenin ilk koleksiyonu böylece oluşturuldu. Müze salonlarında teşhir edilecek yapıtlar Prof. Turan Erol, Prof. Devrim Erbil, Prof. Mustafa Pilevneli, Mehmet Özel ve Müze Müdürü Tunç Tanışık’tan oluşan bir seçici kurul tarafından belirlenip yerlerine asıldı. Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi 6. Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk tarafından 2 Nisan 1980 tarihinde törenle hizmete açıldı. Ancak, müze binasının henüz bodrum katına el atılmamış, konser salonunun eksikleri tamamlanmamış, bahçe düzenlenmesi yapılmamıştı.

1985 yılında Sabancı Vakfı’nın katkılarıyla konser salonu orijinal şekline uygun olarak restore edildi. Locaları ve süslemeleri 1930 yılındaki şeklini alarak sahnesi kullanılır duruma getirildi. Müze binası bir kültür merkezi olarak tasarlandığından içine akustiği mükemmel, Türk motifleriyle süslü, 500 koltuklu bir salona sahip olmuştur. Orkestra çukuru bulunan sahnesi operet temsillerine uygundur. Ankara Devlet Opera ve Balesi bu salonda haftanın üç günü operet temsilleri vermektedir. Diğer günlerde Kültür Bakanlığı ve özel sanat toplulukları konserler vermekte, film-halk dansları gösterileri yapılmaktadır.

Kültürel amaçlı kongre, panel ve konferanslar da gündüz etkinlikleri arasında yer almaktadır. Bodrum katının 1982 yılında başlayan restorasyonu 1983’te tamamlandı. 1984 yılında ise bodrumdaki toprak dolgu bir mekân Sedat Simavi Vakfı tarafından değerlendirilerek Sedat Simavi Sanat Galerisi’ne dönüştürüldü. Uluslararası Sedat Simavi Karikatür Yarışması Sergisi her yıl bu galeride açılmaktadır. Ankara Devlet Resim ve Heykel Müzesi, Kültür Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü’nün merkez örgütüne bağlı bir müdürlük olarak örgütlenmiştir. 

Müze bünyesinde Sedat Simavi Sanat Galerisi’nin yanı sıra, Fahri Korutürk ve Arif Hikmet Koyunluoğlu Sanat Galerileri ile üç güzel sanatlar galerisi bulunmaktadır. Güzel Sanatlar galerilerinde, sanat sezonu boyunca 60 kadar ulusal ve uluslararası sergi açılmaktadır. İki yılda bir düzenlenen Asya-Avrupa Bienali Sergisi, Uluslararası Sedat Simavi Karikatür Yarışması Sergisi, kültür anlaşmaları çerçevesinde açılan yabancı sanatçıların sergileri en önemlileridir.

Müzede Güzel Sanatlar Uzmanlık Kitaplığı, Şark Salonu, konser-tiyatro salonu, yönetim bölümü, kafeterya, depolar ve altı teşhir salonu, bulunmaktadır. Ayrıca; resim, heykel ve seramik olmak üzere üç atölye bulunmaktadır.  Müze atölyelerinde açılan kurslar müzenin diğer bir etkinliğidir. Bu kurslara yetenekli, her yaş ve meslekten kişiler katılmaktadır. Resim, heykel, seramik dallarında mastır ve doktora yapan öğrenciler müzenin en devamlı ziyaretçileridir. Restorasyon atölyesi başta müze olmak üzere kamu kuruluşlarına, özel galerilere hizmet vermektedir.

Kamu kuruluşlarının ve yurt dışı temsilciliklerimizin sanat yapıtlarıyla donatılması görevi de müzeye verilmiştir. Müzenin ana görevi koleksiyonlarındaki yapıtları korumak, ziyaretçilerin izlemelerine olanak tanımaktır. Müze koleksiyonlarından seçilen yapıtlar, olanaklar elverdikçe, yurt içinde ve yurt dışında sergilenerek tanıtımın etkinliği artırılmaktadır. 

Müzenin görkemli merdivenlerinden üst kata çıktığımızda ilk karşımıza çıkan Eşref Üren Sergi Salonu’dur. Teşhir salonlarını saat ibrelerinin tersi yönünde gezmeye başladığımızda sırasıyla Osman Hamdi Sergi Salonu, Fikret Mualla Saygı Sergi Salonu, İbrahim Çallı Sergi Salonu, Arif Kaptan Sergi Salonu ve Türk Süsleme Sanatları Sergi Salonu ile karşılaşırsınız. Sergi salonlarındaki paha biçilmez ve mutlaka görülmesi gereken eserleri bir sonraki yazı dizisinde tanıtmaya çalışacağım.